Üye Kayıt
Üye Giriş
Şifremi Unuttum
Şifre kısmını unuttum yazarak giriş butonuna tıkladığınızda adresinize şifreniz gelecektir.
ÜYE OL
GİRİŞ
MENÜ
Güncel Tartışma Sanat Sanatkarlar Eğitim Yayınlar ve Koleksiyonlar Sanat Malzemeleri
 

MESCİD-İ NEBEVÎ'DE TANIDIK BİR İMZA

Siteye ekleyen : Klasik Türk Sanatlar Vakfı / Personel


Osmanlı sarayında bir yarışma yapılır ve Mescid-i Nebevî’nin hattatı seçilir..

Kazasker Mustafa İzzet Efendi ekolünün önde gelen temsilcisi, hat sanatımızın değerli isimlerinden Abdullah Zühdî Efendi, ashâb-ı kirâmdan Temîm ed-Dârî (r.a.) Hazretlerinin sülâlesinden Nabluslu Abdülkâdir Efendi’nin oğludur. Şam’da dünyâya gelmiş olup doğum târihi bilinmemektedir. 1835 senesinde babası ile birlikte Şam’dan Kütahya’ya göç etti. Haklarında yardım ve gözetimde bulunulması için Serasker Hüsrev Paşa tâlimat verdi. Daha sonra İstanbul’a giderek oraya yerleşti.

Sarayda yarışma

Önce Hz.Hâlid bin Zeyd Ebâ Eyyûb el-Ensârî (r.a.) türbedârı Eyüplü Râşid Efendi’den (vefât:1875), sonra Kazasker Mustafâ İzzet Efendi’den sülüs ve nesih hatlarını öğrendi. Bilâhare Nûr-i

Kur’an Mısır’da okunmuş İstanbul’da yazılmıştır Abdullah Zühdî Efendi Çok değerli bir hattat idi. Hatların intizamında ve istiflerinde ustalık gösteren mükemmel bir üstad idi. Kara kalem resimde, Litografya ve fotoğrafta da usta idi. Hasib Paşa’ya bir Mushaf-ı Şerîf yazdı. Bir de En’âm-ı Şerîf yazdı. Bilâhare bu eseri Matbaa-i Osmâniyye’de basılmıştır.

Yedi sene Medîne-i Münevvere’de kalarak Çömezzâde Muhsin, Müzehhip Hacı Hüseyin ve Hacı Ahmed Efendilerin yardımları ile Mescid-i Nebevî’nin kubbe kasnağı ve duvarlarına kuşak hâlinde celî-sülüs âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfler, Efendimiz (s.a.v.) ile ilgili kasideler yazdı. Büyük bir bölümünün günümüze ulaştığı bu yazılar uzunluk ve kompozisyon mükemmelliği bakımından emsâlsizdir.

Medresetü’l-Hidîviyye’ye hat hocası oldu. Yazdığı bir Mushaf ve En’âm’dan başka celî sahasında Mısır müze ve câmilerinde sayısız yazıları vardır. Kâ’be-i Muazzama’nın örtüsünün yazıları ile Ümmü Abbas Sebili ve Rıfâî Câmii kitâbe yazıları onun elinden Çıkmıştır.

Mescid-İ Nebevî’nin kıble duvarındaki hatlar

Mescid-i Nebevî’nin kıble duvarının iç kısmı, Selâm Kapısından itibaren “Selâmlama yolu”dur. Osmanlılar devrinde Mescid-i Nebevî’nin imârı, Mısır’ın fethinden sonra (1517) başlamış, hemen her Osmanlı sultanı döneminde ihyâ edilmiştir. Ancak son ve en büyük imâr, Sultân Abdülmecîd Han zamanında yapılmıştır. Mihrâb hâriç olmak üzere Kıble duvarının gerek inşâsı ve gerekse süslemeleri Sultân Abdülmecîd Han dönemine aittir.

Kıble duvarındaki hatlar, Selâm Kapısından başlar. Yeni açılan Baki Kapısına kadar devam eder. Görenleri âdeta büyüleyen bu hatlar dört sıra hâlinde oluşmaktadır. Yukarıdaki üç sırada muhtelif âyet-i kerîmeler ve sûreler yazılı olup, dördüncü sırada Hazret-i Peygamberin (s.a.v.) iki yüz bir ismi yüz bir pano içinde yer almakta ve aralarında salavât-ı şerîfeler bulunmaktadır.

Yukardan birinci hat kuşağı, 40 cm. genişliğinde olup, duvar boyunca devam etmektedir. Taş üzerine, yontma-işleme usûlü ile yazılan bu celî-sülüs hatların zemini yeşil renk ile boyalı olup, yazıların üzeri altın varak ile yaldızlanmıştır.

Bu kuşak yazısında Bakara Sûresi 185. âyet-i kerîmesinin bir bölümü ile 186. âyet-i kerîmenin tamamı, Fussilet Sûresi’nin 42. âyetinden sonraki bölümü, Hud Sûresi 73. âyeti yazılmıştır. Sonra Besmele-i Şerîfe yazılmıştır. Bakara Sûresi 124-129. âyetleri yazılmıştır. Sonra tekrar Besmele yazılmış ve Âl-i İmran Sûresi, 35-44. âyetleri yazılmıştır. Sonra yine Besmele yazılmış ve Ahzab Sûresi’nin 38-49. âyet-i kerîmeleri yazıldıktan sonra Salavât-ı Şerîfe kaydedilmiştir. Sonra tekrar Besmele yazılmıştır. Nisa Sûresi’nin 64 ve 65. âyetleri ve Haşr Sûresi’nin 7. âyetinin bir cüzü yazılarak birinci hat kuşağı tamamlanmıştır.

İkinci yazı kuşağı da Selâm Kapısından başlayıp, Baki Kapısına kadar devam etmektedir. Bu hattın zemini ahşap olup, ahşap üzerine oyma tekniği ile yazılmıştır. Kırmızı zemin üzerine, yine altın varak ile harfler yazılmıştır. Birinci kuşakta olduğu gibi muhtelif sûrelerden âyetler, bâzen aralara Besmele yazılarak, bâzen yazılmadan işlenmişlerdir.

Üçüncü hat kuşağı da, birinci kuşakta olduğu gibi taş üzerine kabartma harfler ile yazılmıştır. Bu kuşakta ise önce Besmele ile ayrılan Çeşitli âyet-i kerîmeler yazıldıktan sonra, Fetih Sûresi başından sonuna kadar yazılmıştır. Bu kuşağın sonunda Mescid-i Nebevî’nin hattatı Abdullah Zühdî Efendi’nin imzası yer almaktadır. Günümüz Türkçesi ile şunlar yazmaktadır: Temîm-i Dârî soyundan Harem-i Şerîf kâtibi olan Abdullah Zühdî’ye Peygamberimizin şefâatini lûtfeyle, Yâ Rabbi!

Dördüncü sıra Peygamber Efendimizin (s.a.v.) mübârek ism-i şerîfeleri ve Salavât-ı Şerîfeler kuşağıdır. Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) güzel isimlerinin yazılı olduğu panolar, 40 cm x 25 cm. ebadlarında olup, kırmızı zemin üzerine altın varak ile yazılmıştır. Her panoda Efendimizin (s.a.v.) iki ismi yazılıdır. Bu şekilde 101 pano yer almaktadır. İsim panoları arasında 20 cm. kutrunda, yuvarlak, kırmızı zemin üzerinde “Sallallâhu Aleyhi ve Sellem” yazılıdır.

Kaynak:Bizim Dünya

Fotoğraflar: AHMET ZEKİ YAVAŞ

01.08.2011
05.06.2011
28.01.2011
07.10.2010
02.08.2010
23.07.2010
10.10.2008
desendesign.com Her Hakkı Saklıdır rss ile takip edin