Klasik Türk Sanatları Vakfı

HÜLYA NURTEN DEMİREL ile SOHBET

17.09.2010


- Bize kısaca Hülya Nurten Demirel' i anlatabilir misiniz?

Hülya Nurten Demirel'i kısaca tanıtmak gerekirse bu ismin Ebru ile tanışmadan önce toplum ya da sanat dünyası için bir anlamı yoktu. Bu durumu açıklayarak gitmek istersek Hülya Nurten Demirel ismi sadece Ebru ile beraber anıldığında bir anlam kazanır. Genel tanımda benim adımın ya da özgeçmişimin bir anlamı olmadığını görebiliriz. Ebru sanatı olmasa, hocam Fuat BAŞAR gibi muhterem bir Ebru ustası, bilgi deryasını benim gibi öğrencileriyle paylaşmasa Hülya Nurten Demirel adı bir anlam kazanamazdı.

-Ebruyla nasıl tanıştınız?

Hayatımın her döneminde Osmanlı Sanatlarına ilgi duyan ve takibinden hoşlanan bir Çevre içinde yetiştim. Sanatı seven bir ailenin mensubu olarak katıldığım bir Ebru sergisinde Ebru sanatına olan ilgimi fark eden dostlarım tarafından teşvik edilerek eğitmen Alaeddin ZENGİN hocanın derslerine başladım. Ebru sanatına ilgi duymanın yanı sıra Ebrunun hayatımdaki puzzle'ın eksik parçası olduğunu fark ettim.
Hâlihazırda Üsküdar'da ve üstelik Aziz Mahmut Hüdaî yokuşunda ikâmet ediyor olmak Ebru sanatıyla tanışmak için kapıları açmak sözü ile tanımlanabilir. Mustafa Esat DÜZGÜNMAN Hocanın da Üsküdar'da yaşamış olması, son dönem Ebru üstatlarının Üsküdar'da bulunuyor olmaları bunların hepsi bir artı olarak bana ve sanat hayatıma yansıdı.

- Ebru yaşamınızda etkili oldu mu?

Kesinlikle ‘'Ebru' bir sanat dalı olarak bilinse de hayatıma girdikten sonra Ebru benim yaşam tarzım oldu. Artık Ebrunun istediği ve yönlendirdiği şekilde hayatıma devam ettim. Ebru hayatımın bir parçası değil, yaşantımın tamamını oluşturuyor. Kısacası Ebru planlıyor ben ise yaşıyorum.

- Desen aşamasında nelerden etkileniyorsunuz?

Her şeyden etkileniyorum ayrım yapamayacağım.

- Ebru haricinde ilgilendiğiniz bir sanat dalı var mı?

Hat sanatı ilgilendiğim sanat dallarından biri. Ebru ile ilgili olan ilişkisi beni hat sanatının içine aldı ve Ebru'nun ayrılmaz parçası olan Tasavvuf ve Türk Sanat Müziği.
Bunların yanı sıra doğada bulunan her şeyi incelemek ve araştırmak fotoğraflarını Çekmek benim için apayrı bir zevk.

Özellikle canlı Çiçekleri ve anatomilerini incelemek benim en önemli hobilerimden biri.


-Ebru sanatında hoca-öğrenci ilişkisi nasıl olmalıdır?

Ebru Örf ve Adetlerinde Usta-Çırak ilişkisi önemli bir yere sahip. Usta, ustalarından almış olduğu bilgileri, tecrübeleri, Ebru sanatına uzun yıllarını severek, zevk ve heyecanla vermiş bilge kişidir. Ebru kadar doğayı, tabiatı, insanı, sanatsal değerleri ve Ebru ahlâkını bilen ve tanıyandır. Usta olgun kişidir.
Usta'dan öğrenilecek Çok şey vardır. Usta'nın da öğretecek Çok şeyi. Burada Usta'ya düşen sorumluluk Çok büyüktür. Eğitilen her Çırak sanata katkıdır. Kısacası Usta'nın Usta'lığı birazda yetiştirdiği Çıraklarla anlam bulur bu Usta'nın en önemli görevlerindendir.

Çırak Usta'sı sayesinde kendini geliştirir, tecrübe kazanır.

Son olarak neler eklemek isterdiniz?


Öncelikle Hocam Fuat BAŞAR'dan bahsetmek isterim. Fuat Hocamın Ebru aşkı benim kelimelerimle ifâde edilemez bunun farkındayım öyle ki Fuat hoca Ebru sanatını Tıp Fakültesine tercih etmiş bir üstattır.
Hocamız 1980 yılında Hamit AYTAç Hocadan ‘'Hat' icâzetini almış olmasına rağmen Mustafa Esat DÜZGÜNMAN atölyesine devam etmiş ve 1989 senesinde biri Osmanlı Türkçesi ile olmak üzere Ebrudan üç icâzet almıştır.
Ebru sanatı ile ilgilenenler bilirler; Fuat Hocanın yurt içinde ve dışında şahsi ve karma olmak üzere 350 den fazla Hat ve Ebru sergisi açmış olması veya sergilere iştirak etmiş olması onun bu sanatlarda ki hâkimiyetini ve ne kadar kabul gördüğünü göstermektedir. Çok sayıda radyo televizyon programına Çağrılan yerli- yabancı belgeselleri, röportajları Çeşitli gazete ve dergilerde yazıları olan kültür programlarına imza atan Fuat hoca birçok kitabın hazırlanmasına da katkıda bulunmuştur.
Eserleri dünyanın birçok müzesinde yer almaktadır. Japon İmparatoru, Malezya başkanı, Suudi Kralı başta olmak üzere birçok devlet başkanı ve bakanlarının da tuğralarını Çekmiş yurt içinde ve dışındaki koleksiyonerlerde de eserleri bulunmaktadır.
Hocam Fuat BAŞAR Hocası Mustafa Esat DÜZGÜNMAN'ın vefatından sonra kendi atölyesini kurdu. Ebru ve Hat sanatında öğrenciler yetiştirdi. Ebru sanatının bu kadar gündemde olması bana göre büyük ölçüde hocam Fuat BAŞAR'a aittir. Türkiye'nin neredeyse her yanında öğrenciler yetiştirdi ve yetiştirdiği öğrencileri Ebru'yu topluma tanıtmak ve sevdirmek için kendi atölyelerinde yeni öğrenciler yetiştirmeye devam ediyorlar.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projelerinden "Türk Ebrusu'nda Düzgünman Ekolü" sergisinde Fuat hocanın İcâzeti ile tanınmak ve ikinci nesil Düzgünman temsilcisi olarak" Ekolü" temsil etmek benim için ifade edilemez bir onurdur.

..



Bu Kategoriden...